USD39,59
%-0.32
EURO45,67
%-0.99
GBP53,68
%-0.71
BIST9.311,88
%-2.19
GR. ALTIN4.345,98
%1.44
BTC4.156.214,20
%0.23
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

ASIL SORUN NEREDE: SOKAKTA MI YOKSA KOLTUKTA MI?

featured

Düzce’de sokak hayvanları krizi, gün geçtikçe derinleşiyor.

Özellikle kontrolsüz üremeye bağlı olarak sayıları hızla artan sahipsiz köpekler şehrin dört bir yanında şikayet sebebi olmaya devam ediyor.

Arka planda tabii ki körü körüne ‘Sokaklar köpeksiz olmalı’ gibi dar kalıp bir anlayışın hakim olduğuna inanmak istemiyorum ancak bu dost canlısı hayvanlara duyulan öfkenin giderek artmasından endişe ediyorum.

Çocukluğum ve gençliğin farklı türlerdeki köpeklerle geçti. Onları asla beslediğim bir hayvan olarak görmedim. Küçük yaşımda dahi duygularımız konuşur, tıpkı sıkı arkadaşlar gibi birlikte gezer, koşar, oynardık.

Bana yol arkadaşlığı yapan tüm köpekler, aslında fark etmesek de ailemizin bir bireydi. Taşınacaksak, tatile gidecekse ya da evden uzun saatler uzaklaşmamız gerektiğinde tüm planlamalar, onların konforunu etkilemeden yapılırdı.

O yüzden ‘Sahiplenme’ kelimesine oldum olası ısınamadım. Barınaktan ya da pet shoplardan alınan -ki bir yuvaya ihtiyacı olan binlerce köpek varken bir kafese tıkılıp özgürlükleri kısıtlanan hayvanların alınıp satılıyor olması gerçekten üzücü- köpekleri adeta yanında taşınacak bir eşya gibi gören, onun dilini anlamayan ya da umursamayan sözde sahipler, candan dostluğu da asla kavrayamazlar…

Doğa sevgisini iliklerine kadar hisseden ve bunu evlatlarına değil hayvanlar, ‘Çiçeği-böceği bile incitmemeliyiz.’ diyerek aşılamaya çalışan bir anne olarak, memleketim Düzce’mde başıboş hayvanların sokaktan toplanıp bir alana tıkılması ya da daha ileri gidilere uyutulması düşüncesinin sık dillendirilir olmasından büyük üzüntü duyuyorum.

Son yıllarda popülasyonu ciddi oranda artan sokak köpekleri yüzünden saldırı vakalarında büyük artış yaşandığı gerçeğini kimse göz ardı etmiyor.

Canı yanan karşı tarafın da canının yanmasını istiyor. Can yanmayan da ‘Ya sıra bize de gelirse’ diyerek katı yaptırımlar bekliyor. Bu noktada gözler hükümetin devreye aldığı yeni düzenlemelere çevriliyor.

Bilindiği gibi TBMM geçen yıl, hayvanseverlerin kitlesel protestolarına rağmen milyonlarca sokak köpeğini toplayıp barınaklara yerleştirmeyi öngören yasa değişikliğini kabul etti.

Sahipsiz hayvanların bakımevlerinde barındırılması ve rehabilite edilmesi kapsayan düzenlemeye rağmen Düzce sokaklarının köpekten geçilmemesi ve özellikle hasta-yaralı hayvan sayısındaki artış Düzceliler’in tepkilerini katlıyor.

Sahipsiz hayvanlar ilgili belediyelerin sorumluluğunu yerine getirmediğini öne sürenler, sokakları mesken tutan köpeklerin sahiplendirilinceye kadar barınaklarda kalması gerektiğini yüksek sesle dile getiriyor.

Ne acıdır ki; bu canlıların da bir yaşam hakkı olduğunu ve dünyanın sadece insanlar için yaratılmadığını düşünmek bile istemiyoruz.

Düzce Belediyesi’nin düzenlemenin ilk aylarında saldırgan, hasta-yaralı köpeklere yoğunlaşması ve özellikle kontrolsüz üremenin önüne geçmek için hummalı çalışmalar yürütmesi soruna neşter vuruyor gibi görünse de şu günlerde o seferberliğin esamesi okunmuyor.

Sokaklar hasta ve sakat köpeklerle dolu… Onların halini gören en gaddar insanın bile dili söylemese de içi ‘cız’ eder…

Bir hizmette aslolan istikrardır! İstikrarı sağlamak da yetkililerin işidir.

İlçe ve beldelerle bir koordinasyon içerisinde istikrar sağlanamıyorsa, ‘hizmet için’ koltuklarda oturanlara bir bakmak lazım; ‘Sokağın serzenişlerini hiçe sayıp sorunları yumağa mı çeviriyorlar yoksa gerçekten halkın refahını mı istiyorlar?’

Başkanların yetki verdiği kişiler görevlerini layıkıyla yapmıyorsa bunun sancısını vatandaş çekemez. Yerel yönetim krizi yönetmekte yetersiz kalıyorsa, bunun faturasını da köpekler ödeyemez!

O zaman akıllardaki tek soru: Asıl sorun nerede, sokakta mı, makamda mı?


En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

Bir Cevap Yazın

Giriş Yap

En Son Tv ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

KAI ile Haber Hakkında Sohbet