
Türkler her millet ile bir arada, barış içinde yaşayabilen bir ulus. Eğer, bir milleti düşman olarak algılamaya başlar ise işler değişiyor.
Osmanlı Mondros Mütarekesi ile silah bırakmış idi. 13 Mayıs 1918 günü İstanbul’u işgal etmeye karar verdiler. İşgal kararını, bir gün önceden, Kilise ve Sinagok’lara bildirdiler. Program şöyle idi.
Fransız Amiral, beyaz bir ata binecek, Eminönü’nden karaya çıkacak, Eminönü-Galata Köprüsü-Karaköy-Tophane-Kabataş yolu üzerinden Dolmabahçe Sarayınadaki Hükümete ulaşacak.
O dönemde, İstanbul’daki nüfus çoğunluğu, Rum-Yahudi ve Ermenilerden oluşuyordu. Türkler azınlıktaydı.
13 Mayıs 1918 günü, Rumlar-Ermeniler ve Yahudiler ellerinde İngiliz-Fransız ve Yunan Bayrakları ile Fransız Amiralin geçeceği güzergah üzerinde sıra oluşturdular. Amiral geçerken, alkışlıyorlar, yaşa-varol naraları atıyorlardı.
Durumu gören Türkler ŞOK olmuşlardı. 500 yıldan beri birlikte barış içinde yaşadıkları, arkadaşları ve komşuları olan Rumlar-Ermeniler ve Yahudiler, düşmandan taraf olmuşlardı. İşte o gün, AZINLIK KAVRAMI ortaya çıktı.
6 Ekim 1923 günü, Ulu Önder Atatürk’ün deyimiyle ”geldikleri gibi gittiler” İstanbul tekrar Türklerin oldu.
Düşman İstanbul’u terk etmeden önce, kendinden taraf olan AZINLIKLARI koruyucu anlaşmalar yapmıştı. Türkiye, anlaşmalara uygun yasalar yaptı.
Anlaşmalar ve yasalar azınlıkları korumadı. Türk Milleti 13 Mayıs 1918 gününü unutmadı. Azınlıklar, göç etmek zorunda kaldılar. Rumlar Yunanistan’a göç etti. Ermeniler Fransa’ya gitti. Yahudilerin fakirleri Filistin’e gitti, zenginleri Amerika’yı tercih etti. Ülkemizde azınlık diye tanımlananlar barınamadılar. Tükendiler.
Son günlerde kimileri AZINLIK STATÜSÜ kazanmak istiyor. Hata yaptıklarının farkında değiller. Tarihi doğru okuyamayanlar, kaybediyor.
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.