• İmsak 06:46
  • Güneş 08:18
  • Öğle 13:07
  • İkindi 15:25
  • Akşam 17:46
  • Yatsı 19:12
  • SONRAKİ NAMAZA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - İstanbul
  1. Haberler
  2. GÜNCEL
  3. Aedes Aegypti Sivrisinek Tehdidi Türkiye’de Artıyor DSÖ Salgın Uyarısında Bulundu

Aedes Aegypti Sivrisinek Tehdidi Türkiye’de Artıyor DSÖ Salgın Uyarısında Bulundu

Dünya Sağlık Örgütü, Aedes Aegypti sivrisineğinin Avrupa'da Chikungunya virüsünü yayma riskinin arttığını duyurdu; Türkiye, bu risk haritasında yer alıyor.

featured
0
Paylaş

İstilacı sivrisinek türleri arasında yer alan “Aedes Aegypti”, son birkaç yıldır Avrupa’da etkisini artırmaya başladı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sivrisinek aracılığıyla bulaşan Chikungunya virüsünün hızla yayıldığını ve bu durumun ilerleyen yıllarda küresel bir salgına dönüşebileceği konusunda uyarıda bulundu. Risk haritasına bu yıl dahil edilen Türkiye’yi etkileyen bu durumun, nadir veya görülmeyen enfeksiyon hastalıklarını artırabileceği belirtildi. Profesör Dr. Alper Şener ile riskli bölgeleri, korunma yollarını ve alınabilecek önlemleri konuştuk.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Profesör Dr. Alper Şener, Türkiye’de henüz vaka kaydedilmemiş olduğunu fakat Aedes türünün artık ülkemizde yerleşik hale geldiğini ve bunun viral hastalıklar için önemli bir değişiklik oluşturduğunu ifade etti.

Peki, Chikungunya Virüsü Nasıl Bulaşıyor?

Kendimizi nasıl koruyabiliriz? Normal bir sivrisinek ısırığından farklı mı tepki veriyor? Chikungunya virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı mevcut mu? Küresel bir salgına dönüşme ihtimali var mı? İşte 9 soruyla Chikungunya ateşi dosyası.

Chikungunya, günümüzde dünya genelinde yaygın bir hastalıktır ve 119 ülkede bulaş vakaları bildirilmiştir. Bu hastalık ilk kez 1950’lerde Afrika’da tanımlanmış, 2004 yılından itibaren daha sık ve geniş kapsamlı salgınlar görülmüştür. Amerika kıtasındaki ilk yerel vaka 2013 yılında Karayipler’de tespit edilmiştir ve sonrasında birçok ülkede büyük salgınlar meydana gelmiştir. Hastalık, Afrika, Asya, Amerika, Pasifik Adaları ve Avrupa’nın bazı kısımlarında devam etmektedir.

HEM GECE HEM GÜNDÜZ ISIRIYOR

1- Aedes Aegypti Türü Sivrisinekler Diğer Türlerden Farklı mı?

Prof. Dr. Alper Şener: Bu virüs, aslında Afrika, Asya ve Latin kökenli bir virüs. Sivrisinekler aracılığıyla bulaşıyor fakat “Aedes Aegypti” adı verilen özel bir sivrisinek türü ile. Bu tür, Türkiye ve Avrupa için istilacı bir tür olarak tanımlanmakta. Diğer sivrisineklerin aksine hem gece hem de gündüz ısırma yeteneğine sahipler. Yerel türler genellikle daha çok gece ısırırlar.

Bu türün vücudunda beyaz şeritler mevcuttur. Isırık yeri, diğer sivrisinek türlerinden farklı olarak yoğun kaşıntı ve yaraya sebep olabiliyor. Gün boyunca sessizce ısırmasıyla diğer türlerden ayrışıyor.

Türkiye’de henüz vaka bildirimi olmamakla birlikte yaz aylarında sivrisineklere karşı tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, tropikal ve subtropikal bölgelerde uzun süredir endemic olan virüsün, artık farklı sinek türleriyle de bulaşabileceğine dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı: “Bu virüs, sineğin ısırması yoluyla insan ve hayvanlara geçiş yaparak hastalık oluşturabiliyor. Romatizma, kas ve eklem ağrıları, ateş, deri döküntüleri gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor ve nadir durumlarda uzun süreli enfeksiyon riski taşımaktadır. Ölümcüllük oranı oldukça düşük.”

KAYNAK: DHA

2- Bu Virüsle Enfekte Olan Kişi Başkalarına Bulaştırabilir mi Yoksa Sadece Sinek Isırığı ile mi Bulaşıyor?

Prof. Dr. Alper Şener: Kişiden kişiye bulaşma, vektör olmaksızın gerçekleşmez çünkü virüs, bulaşıcılık kazanma sürecini sivrisinek aracılığıyla tamamlar. 2025 itibarıyla 14 ülkeden toplam 220 bin Chikungunya tanısı konmuş ve 80 ölüm kaydedilmiştir. Bu nedenledir ki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi (ECDC), seyahat uyarısı yayınlamıştır. Yapılan vaka incelemelerine göre virüs, Avrupa’ya seyahat sonrası sinek girişiyle taşınmış görünüyor. Zaten istilacı bir tür olduğundan, yerleştiği bölgelerde diğer sivrisinek larvalarını tüketiyor ve kalıcı hale geliyor.

İKİ BÜKLÜM YAPAN VİRÜS

Chikungunya, sivrisinekler aracılığıyla bulaşan ateşli bir hastalıktır. Hastalığın adı, Tanzanya’daki bir yerel dilden gelmektedir ve “İki büklüm yapan” anlamına gelmektedir. Bu tabir, hastalık süresince görülen şiddetli eklem ağrıları nedeniyle hastaların kambur bir pozisyonda durmasından kaynaklanıyor.

KAYNAK: Sağlık Bakanlığı

3- Chikungunya Enfeksiyonu Hangi Klinik Bulgular ile Ayrıştırılabilir?

Prof. Dr. Alper Şener: Hastalık yüksek ateş, kas ağrıları, kramplar, eklemlerde şişlik gibi semptomlarla ortaya çıkar ve bazı durumlarda iç organların, özellikle karaciğer ve beynin tutulmasıyla ölümle sonuçlanabilir. Döküntü de yaygın olarak görülebilmektedir ama en belirgin özelliği insanı iki büklüm yapan şiddetli eklem ve kas ağrılarıdır.

Enfekte bir sivrisinek tarafından ısırıldıktan sonra belirtiler genellikle 4-8 gün içinde ortaya çıkar, ancak bu süre 2 ila 12 gün arasında değişebilir. Hastalık çoğunlukla aniden başlayan yüksek ateşle başlar ve bu ateş genellikle 2-3 gün sürer. Belirgin şikayet şiddetli eklem ağrısıdır; bu rahatsızlık bazı bireylerde haftalar, aylar hatta nadiren yıllarca devam edebilir. Ayrıca baş ağrısı, kas ağrısı, yorgunluk, bulantı ve ciltte döküntü diğer sık görülen belirtiler arasındadır. Hastalık nadiren ölümle sonuçlansa da, şiddetli ağrı nedeniyle yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Çoğu hasta bir hafta içinde iyileşir; ancak bazı durumlarda göz, kalp veya sinir sistemi gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Yenidoğanlar (doğum sırasında veya hemen ardından enfekte olanlar), 65 yaş üstü bireyler ve hipertansiyon, diyabet veya kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişiler daha ağır hastalık riski taşımaktadır.

KAYNAK: SAĞLIK BAKANLIĞI

4- Tanı Koymada Hangi Laboratuvar Yöntemleri Kullanılıyor?

Prof. Dr. Alper Şener: Tanı koymak için kanda virüs taraması yapılmaktadır. Erken dönemlerde PCR testi ya da serolojik olarak bilinen antikor testi uygulanmaktadır. Chikungunya ateşini özellikle Dang ateşinden ayırt etmek önemlidir çünkü her ne kadar epidemiyolojik açıdan benzer özellikler taşısalar da tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir.

Çin’in güneyindeki Guangdong eyaletinin Foşan şehrinde, sivrisinek kaynaklı Chikungunya virüsü vakası sayısı son iki haftada 4 bin 14’e yükselmiştir. Yetkililer, Foşan’da vaka sayısının son iki haftada 4 bin 14’e ulaştığını bildirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sivrisinek ısırığıyla bulaşan Chikungunya, ateş ve eklem ağrılarına yol açmaktadır. Nadiren ölümle sonuçlanan Chikungunya vakaları için onaylı iki aşı bulunmaktadır.

KAYNAK: AA

5- Chikungunya Virüsü Normal Bir Sivrisinek Isırığından Farklı mı Tepki Veriyor?

Prof. Dr. Alper Şener: Evet, oldukça farklı reaksiyonlar geliştiriyor. Virüs vücutta cilt ve damar yüzeyi hücrelerinde çoğalarak kan dolaşımına yayılıyor. 2 yaş altındaki ve 65 yaş üstündeki bireylerde kan beyin bariyerini geçerek beyne yerleşiyor; bu yüzden bu yaş gruplarında ölümcül olabilmektedir. İkinci aşamada fibroblast adı verilen bağ dokularda çoğalarak kronik durum ya da eklem hasarına yol açabiliyor. Diğer virüslerde böyle çeşitli klinik tablolar gözlemlenmemektedir.

6- Ölüme Neden Olabilir Mi?

Prof. Dr. Alper Şener: En çok korkulan tablo beyin tutulumudur. Böyle bir durumda ölümle sonuçlanabileceği gibi ciddi sağlık problemlerine de neden olabilir. Bu virüs için spesifik bir viral tedavi mevcut değildir. Salgınlar esnasındaki deneyimlere göre, çocuklarda %16 ölümcül seyir göstermekte ve %40’lık kısmı çeşitli sekellere yol açmaktadır.

65 yaş ve üzerindeki bireylerde de benzer oranlar görülmektedir. Genelde destek tedavisi uygulanmaktadır. Ödem varsa steroid tedavisi, nöbet geçiriyorsa antiepileptik ve antienflamatuar ilaçlar kullanılmakta fakat bu tedavilere yanıt alım oranı oldukça düşüktür.

7- Sivrisineklerle Mücadelede Hangi Bireysel veya Toplumsal Önlemler En Etkili Oluyor?

Prof. Dr. Alper Şener: Larva evresinde, yani mart ayından önce saha ilaçlaması yapılmalıdır. Larva üreme alanları, özellikle su yatakları ilaçlanmalıdır. Bu dönem boyunca, haziran ile eylül arasında sinek ısırıklarından kaçınılmalıdır. Sinek kovucular, cibinlik ve sineklik gibi koruyucu önlemler alınmalı, saha ilaçlamaları ve soğuk sisleme haftalık olarak yapılmalıdır. Türkiye’de genellikle larva döneminde ilaçlama görülmemekte; aktif dönemlerde ise sıcak sisleme (mazot ile) uygulanmaktadır. Bu yöntem ise etkili değildir.

8- Chikungunya Virüsüne Karşı Geliştirilen Bir Aşı Var mı?

Prof. Dr. Alper Şener: İki farklı aşı bulunmaktadır. Birincisi, canlı attenüe aşı (IXCHIQ) 60 yaş üstüne uygulanmamaktadır. 18 yaş ve üzeri kişiler için lisanslı olan bu aşı, salgın durumunda veya laboratuvar çalışanlarına ve seyahat edenlere tek doz halinde verilmektedir. İkincisi ise virüs partikül aşısı (VIMKUNYA), 12 yaş ve üstü bireylerde lisanslandırılmış bir şekilde seyahat edenlere, laboratuvar çalışanlarına ve salgın durumunda uygulanmaktadır.

KARADENİZ VE EGE SAHİLLERİ İSTİLA ALTINDA

9- Türkiye Aedes Aegypti Tehdidi Altında mı?

Prof. Dr. Alper Şener: Ülkemizin kıyı bölgeleri, Karadeniz dahil, aslında istilaya uğramaktadır. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından Haziran 2025 tarihinde yayınlanan son risk haritasında tüm Karadeniz ve Ege sahilleri kırmızı alanda yer almaktadır.


En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

En Son Tv ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.