Eğitim uzmanları, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava girecek öğrencilerin ailelerine, sınava günler kala çocuklarının strese girmemeleri için rahatlatıcı sözler söylemelerini ve evdeki olağan akışı bozmamalarını önerdi.
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Pişkin, yaptığı açıklamada üniversite ve liselere giriş sınavlarına girecek adaylar ile ailelerine tavsiyelerde bulundu.
İki sınavda da rekabetin yüksek olduğunu belirten Pişkin, bu sınavlara hazırlanırken çok test çözmek yerine hata yapılan sorulara odaklanılarak yanlışların düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
Pişkin, zaman tutarak çalışmanın önemini vurgulayarak, öğrencilerin süreyi iyi değerlendirerek denemeleri belirli sürede çözmeye odaklanmalarının faydalı olacağını vurguladı.
Sınava bir hafta kala hazırlıkların bırakılmaması tavsiyesinde bulunan Pişkin, “Zihinsel ve ruhsal gelişim önemli. Dolayısıyla, adayların neşeli ve keyifli çalışmaları, araya molalar koymaları, kendilerini dinlendirebilmeleri ve hobileriyle uğraşmaları önemli. Kendilerini strese sokacak kadar yoğun çalışmalarını tavsiye etmem.” dedi.
LGS oturumları arasında sınavla ilgili konuşulmamalı
Prof. Dr. Pişkin, öğrencilerin sınavlarla ilgili stres ve kaygı hissetmesinin olağan bir durum olduğunun altını çizdi.
Anne ve babalara yönelik bu konuda uyarılarda bulunan Pişkin, şunları söyledi:
“Anne ve babaların desteği çok önemli. Çocukların stresini yükseltecek mesajlar vermek yerine onları rahatlatacak sözler söylemek gerekiyor. ‘Sana güveniyorum, inanıyorum. Önemli olan çalışmaktır, elinden geleni yaptın. Biz seni olduğun gibi kabul ediyoruz, seni seviyoruz’ gibi mesajlar vermeleri önemli. Aksi takdirde çocuklar, zaten stresli olan bir duruma stresleri katlanarak gireceklerdir. Bu da akademik başarılarını, sınav performanslarını mutlaka olumsuz etkileyecektir.”
İki oturum şeklinde uygulanan LGS kapsamındaki merkezi sınavda, ailelerin oturumlar arasındaki boşlukta çocuklarıyla sınav hakkında konuşmaması gerektiğini ifade eden Pişkin, “Sınav tamamen bittikten sonra yeterince konuşulacak zaman olacaktır. Çünkü orada doğru yaptığını zannettiği ama yanlış olan soruları öğrendikleri zaman moralleri bozuluyor ve bu diğer oturumdaki performanslarını da olumsuz etkileyebiliyor.” diye konuştu.
Pişkin, öğrencilerdeki sınav kaygısıyla ilgili de şunları kaydetti:
“Hayat uzun soluklu bir yolculuk. Bunun içerisinde çok sınava girilip çıkılacaktır, bu onlardan sadece biri. Sınav önemlidir ama hayatın sonu da değildir. Yaşamlarında bunu telafi edebilecek yeni fırsatlar önlerine çıkacaktır. Önemli olan çalışmaları, gayret etmeleri, elinden geleni yapmaları ama gerisine yapabilecek bir şey yok. Morallerini bozmasınlar, umutlarını yitirmesinler.”
“Hafif yiyeceklerle kendilerini iyi hissetmeleri sağlanabilir”
Temel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erten Gökçe ise bu sınavların öğrencilerin geleceğinde belirleyici bir etki ve öneme sahip olduğunu ifade etti.
Sınavlara hazırlanırken düzenli ve etkili çalışmanın önemine değinen Gökçe, “Ben bu son dönemi kampa girme olarak nitelendiriyorum. Yani telefon, tablet ve bilgisayarları tamamen kapatacaklar.” dedi.
Gökçe, öğrencilerin son günlerde de konu tekrarları yaparak, deneme çözerek ve kısa notlar alarak çalışmalarını sürdürmeleri, motivasyonlarını yüksek tutmaya odaklanmaları ve kendilerine güvenmeleri gerektiğini vurguladı.
Ailelerin sınava yönelik yaklaşımıyla ilgili de önerilerde bulunan Gökçe, şöyle devam etti:
“Anne ve babalar, sınava birkaç hafta kala evde olağanüstü durum ilan etmesinler. Bu çocukların gerilmesine ve stres yapmasına neden oluyor. Hayatın doğal ve rutin akışını bozmamalarını tavsiye ediyorum. Beslenme düzeni konusunda, biraz daha hafif yiyeceklerle, çocuklarının sevdikleri yiyecekleri yaparak kendilerini iyi hissetmelerini sağlamalarını tavsiye ediyorum. Ebeveynler, ‘Biz sana güveniyoruz ve seni destekliyoruz’ mesajını lütfen çocuklarına versin.”
“Düzenli uyku aynı zamanda başarı demektir”
Prof. Dr. Gökçe, öğrencilerin uyku düzeninin de sınava hazırlık süreçlerini etkileyebildiğine dikkati çekti.
Yeterli uykunun önem taşıdığını dile getiren Gökçe, “Sınav gününe kadar, özellikle bu birkaç haftalık süreçte LGS öğrencileri, en geç saat 22.30 ila saat 23.00 arasında, YKS öğrencileri de en geç saat 23.00 ila 23.30 arasında uyumalı. Yani günlük 8-9 saatlik uykuyu son derece önemsiyoruz. Düzenli uyku aynı zamanda başarı demektir. Lütfen gençler buna dikkat etsinler.” diye konuştu.
Gökçe, başarıya ulaşmanın üç temel koşulu olduğunu belirterek, “Her öğrencinin bir hayali ve hedefi olmalı. Gençlere hayalleri ve hedefleri olmasını ve bunların peşinden gitmesini tavsiye ediyorum. İkincisi, başarı, hazırlıklı olana gelir. Lütfen son güne kadar hazırlansınlar. Son olarak bu onların maçı ve onların geleceği. Lütfen sahaya çıksınlar, oyunlarını en etkili biçimde oynasınlar.” tavsiyelerinde bulundu.
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
