İRAN’DA NELER OLUYOR ? İSRAİL’İN HEDEFİ NE?

Ambargolar, stratejik bombalamalar, suikastler ve çok daha fazlası ile yıldırılmaya çalışılan komşu ülke İran.

Nükleer güç olma yolunda ilerleyişinin önü alınmaya çalışılan ya da bunu nükleer tehdit adı altında bir bahane haline getirip, Irak’ta Saddam Hüseyin hükümetine yapıldığı gibi bir operasyon ve savaş başlayış bahanesi olarak kullanmak isteyen ABD, Arz-ı Mevud’a zemin hazırlıyor. Hedef Türkiye…

İran’da neler oluyor ?

İran’da birçok stratejik hedefin vurulmasında ciddi bir güvenlik ve istihbarat zaafiyeti olduğu apaçık görülmekte. Bu zaafiyet, istihbari bilgi sızdırabilecek potansiyelde olan Molla yönetimine karşı İranlılar olabileceğide muhtemel.

Molla Yönetimi: 1979 sonrası İran İslam Devriminin baş aktörü olan ve bir zamanlar Şah Muhammet Rıza Pehlevi tarafından Ülkemizde dahil olmak üzere çeşitli yerlere sürgün edilmiş olan Ruhullah Humeyni tarafından, 1 Şubat 1979’da sürgünden ülkesine dönmesiyle başlamıştır.

İran’da Şah Muhammet Rıza Pehlevi tarafından 1971 yılında organizasyonu yapılan ilk Pers devleti olan Ahameniş Devleti’nin bilhassa Fars’ların ilk devleti olan bu devletin 2500. Yıl dönümü etkinliklerinde yapmış olduğu harcamalar o dönem tüm Dünya’da yankı uyandırmıştı. Öyleki masallarda anlatılanlara taş çıkarabilecek bir organizasyondu dedirtmiştir.

İran Halkı’nın önemli bir kısmı; Şah’ın kırsalda sefalet içerisinde olan insanları, umursamayan bir yönetim anlayışına sahip olduğunu düşünmeye başlamıştır. Zenginliğin Şah tarafından har vurup harman savurulduğunun söylenmeye başladığı günlerde, Şah yönetiminin çok uzun ömrünün kalmadığının sinyalleri verilmişti aslında.
Bugünlerde ise aradan geçen 46 yıl sürenin sonunda; İran halkının belli kesimleri, kısıtlamaların çok fazla olduğu dolayısıyla İslam Devrimi Yönetimi’ne karşı oldukları düşüncesine hakim olmuştur. Ülkenin bir kısmı Molla Yönetimi’nin katı kuralları olduğunu düşündüğü gerekçesiyle Şah yönetimini methettiği ve yadettiğide aşikardır. Bunun yanında Molla Yönetimini savunanların sayısıda azımsanmayacak kadar çok.

İran halkı tarafından dile getirilen bu baskılar ve katı kurallar ve de son zamanlarda bu yaşanan durumlar artık Molla Yönetimi’nin devrilmesine mi yol açacak ve bu bir yıkılış mı? Sorularını akıllara getirmiyor değil.

İsrail’in Hedefi nedir ?

Daha öncelerden ve yazımızın başında söylemiş olduğumuz gibi; Hedef Türkiye, Hedef Arz-ı Mevud.
Günümüz Ortadoğu’suna bir zamanlar bahar getireceğini söyleyen emperyal güçler, Müslüman kanıyla resmen oyun oynamakta. Öyle ki; kan emici bu vahşi zihniyet, kanlı bahar ve savaşlı yıllarını sürdüre getirmiş, bölgede katliamlar yapmış ve yapmaktadır.

Ortadoğu’da kan akmadan ABD ve kan emici yareni ve özdeş olduğu İsrail huzura ermiyor. Keza aynı şekilde net bir tavır ile bölgeye huzur vermemekte ısrarcı davranıyorlar. Bölgeyi istikrarsızlaştırma gayreti içerisinde olduklarını daha önceden de ifade ettigimiz üzere. Artık durum bölgeyi iyice siyonistleştirme olarak bir diğer safhasında devam etmekte. Golan tepelerine çullanan siyonist katil güç, filistin’i işgal etmiş ve Gazze’de çoluk çocuk, kadın bebek demeden kan akıtmakta ve soykırım yapmaktadır.

Bölgede adeta ABD desteği ve işbirliğiyle ateş olup Müslümanların üzerine yağan siyonist katil güç artık durdurulmalıdır. İran’ı nükleer bahanesiyle bombalayan ve Suriye’de kendi aleyhine oluşturmaya çalıştığı atmosferi meydana getirip ilerleme isteği de apaçık görünmekte.

Defaatle dile getirdiğimiz gibi İran akabinde Hedef Türkiye. Libya’da Muammer Kaddafi’nin indirilmesi, Irak’ta Saddam Hüseyin’in indirilmesi, Mısır’da Muhammed Mursi’nin indirilmesiyle yapılmaya çalışılan ve alınan neticeler ne olduysa aynı ortamı oluşturup geriye şeytan kıskacında Türkiye bırakılmak isteniyor ki son kale Vatan Toprakları.

Siyaset Bilimci – Yazar

Ümit BAKIR