İsrail’in askeri operasyonlarını yürüttüğü yer altı karargâhı Zion Kalesi, Yükselen Aslan Operasyonu’yla bir kez daha gündeme geldi. Tel Aviv’in metrelerce altında yer alan ve nükleer saldırılara karşı bile dayanabilecek şekilde inşa edilen Zion Kalesi’nde, ‘sinir merkezi’nden yatak odalarına mutlak gizlilik hâkim. İşte içeriden inanılmaz detaylar…
İsrail’in cuma sabaha karşı başlattığı Yükselen Aslan Operasyonu’nun devamındaki çatışmalar beşinci gününde hız kesmeden devam ediyor.
İki taraftan karşılıklı füze saldırıları devam ederken sabah saatlerinde İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İran’ın en üst düzey askeri yetkililerinden biri olan Ali Şadmani’nin öldürüldüğünü duyurdu.
IDF’ten yapılan açıklamada, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in en yakın danışmanlarından biri olan Şadmani’nin Tahran’da bulunan bir ordu karargahında hedef alındığı vurgulandı.
Öte yandan İran’ın İsrail’in başta Tel Aviv olmak üzere çeşitli noktalarına yönelik saldırıları, henüz Şadmani gibi üst düzey bir kayıpla sonuçlanmış değil. Bunun en önemli sebeplerinden biri İsrail’in savaşı Tel Aviv’de altında bulunan ve “Zion Kalesi” adlı yer altı karargahında sürdürüyor olması.
İsrail’de sivil kayıpların sayısının az olmasının sebebi de neredeyse tüm binalarda bulunan sığınaklar. Ülkede ilk olarak 1951 yılında getirilen Sivil Savunma Yasası kapsamında yeni yapılan tüm binalarda korunaklı alan inşası zorunlu kılındı. 1991 yılındaki Körfez Savaşı’nda Irak’ın İsrail’e Scud füzeleri atması sonrası yasanın kapsamı genişletilerek evlerin içine dahi korunaklı odalar yapılması şartı getirildi. Sivillerin kullanacağı sığınaklar “mamadim” isimli ev içi güçlendirilmiş odalar, “mamakim” isimli kat seviyesindeki güvenli alanlar ve “miklatim” isimli toplu sığınaklar olmak üzere genişleyen bir güvenlik mimarisi içinde yer alıyor. Ağır harp başlıkları taşıyan füzeler ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere füze saldırılarına karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanan bu alanlar güçlü şok dalgalarını emip saptırabilecek şekilde güçlendirilmiş betonla inşa ediliyor ve özel olarak tasarlanmış patlamaya dayanıklı kapı ve pencerelerle donatılıyor.
Zion Kalesi, tanklarla ve piyade tugaylarıyla yürütülen kara harekatlarını destekleyen yüksek teknoloji hava savaşlarının komuta merkezi olarak hayata geçirildi. İlk olarak 2021 yılı başlarında bir çatışma halinde kullanılan karargâh, İsrail’in en iyi korunan ve en gizli noktalarından biri kabul ediliyor.
Bir sığınak şeklinde inşa edilen karargâhtan aynı anda binlerce saldırı izlenebiliyor. Bu saldırılar sadece hava operasyonlarıyla sınırlı değil; deniz ve kara operasyonları da Zion Kalesi’nden kontrol edilebiliyor.
The New York Times muhabiri Ronen Bergman, 2021 yılında İsrail’in Gazze saldırıları sırasında bu karargâha girişine izin verilen az sayıdaki basın mensubundan biri olarak çarpıcı detayları dünya kamuoyuna aktarmıştı.

Fotoğraf: Dan Balilty / The New York Times
10 YILDA İNŞA EDİLDİ
Habere göre, Zion Kalesi’nin tasarımı ve inşaatı 10 yıl sürdü. Yerin derinliklerine gömülmüş olan karargâh, nükleer saldırılar dahil birçok tehdide karşı güvenlik sağlıyor. İçeridekiler yüzeye çıkamasalar bile, depolarda bulunan enerji, gıda ve su kaynakları uzun süre yeterli olacak şekilde hazırlık yapılıyor.
İsrail’in eski komuta merkezine “Çukur” adı veriliyordu. Burası zaman içinde defalarca genişletildi ancak fazla küçük ve karanlık olmasının yanı sıra elektrik ve hijyen anlamında sorunlar yaşanması yeni bir karargâh ihtiyacını doğurdu. Bunun sonucunda da Zion Kalesi inşa edildi.
2021’de ordu operasyonlarının direktörü olan General Aharon Haliva, The New York Times’a “Aradan geçen yıllarda İsrail Savunma Güçleri’nin ihtiyaçları değişti” ifadelerini kullanmıştı. Haliva, geçmişte yaşanan büyük kara savaşlarının yerini “savaşlar arası savaş” olarak nitelendiren sık ve küçük operasyonların aldığını belirterek, “Bu değişim daha fazla teknoloji ve istihbaratı bir havuzda toplamak için güçlü bir dijital alt yapı gerektiriyor” demişti.
“HEDEFLER KİTABI” 20 YILDIR İNSANLARDAN OLUŞUYOR
Bergman, haberinde Zion Kalesi izlenimlerini, “Sığınaktan içeri girince ilk fark edilen şey sessizlik. Burada dışarıdaki savaşın yarattığı dram ve trajediden eser yok. İnsanlar uyanık, odaklanmış ve sakin görünüyor. Komuta odası, derin istihbarat verileri üzerine kurulan ve hava kuvvetleri ya da küçük özel kuvvetler tarafından gerçekleştirilen operasyonlar için inşa edilmiş. Çeşitli kaynaklardan gelen bilgiler burada tek bir veri tabanında toplanıyor ve operasyon terimlerine çevriliyor. Burası insanların onaylı hedeflerle ölçüldüğü bir yer. Hedeflerle ordunun saldırı düzenleyebileceği depolar, tüneller ve silahlar kastediliyor. Üst düzey bir yetkilinin onayladığı bir hedef, kuvvet komutanlarının ayda bir kontrol ettiği ‘Hedefler Kitabı’na ekleniyor” sözleriyle aktarıyordu.
Haberde, son 20 yılda bu kitaba eklenen hedeflerin önemli bir kısmının mekânlar değil insanlar olduğu, Hamas’ın üst düzey yetkililerinin bu hedeflerin başında geldiği vurgulanıyordu. Yükselen Aslan Operasyonu’nun ilk aşamasında birçok İranlı askeri yetkilinin ve İran’ın nükleer programına liderlik eden bilim insanlarının öldürülmesi, bu isimlerin de Hedefler Kitabı’nda bulunduğunu düşündürüyor.
Haberin yayımlandığı dönemde, İsrail Gazze’deki sivil can kayıpları nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilerin hedefi olmuştu. Zion Kalesi’nin basına açılmasının sebeplerinden biri de bu eleştirileri bertaraf etmekti. O dönemde gazeteye konuşan ancak adı açıklanmayan üst düzey bir yetkili, karargâhtan idare edilen ve nokta atışı saldırılar düzenlemeyi sağlayan stratejinin sivil kayıpları artırmanın aksine azalttığını öne sürmüştü.
SAVAŞ ZAMANI BÜTÜN KURUMLARIN YÖNETİCİLERİ BURADA TOPLANIYOR
Normal zamanda Zion Kalesi’nde 24 saat boyunca 300-400 civarında asker bulunuyor. Ancak İsrail’in hava operasyonu düzenlediği zamanlarda yer üstünde görevli binlerce asker bu yer altı sığınağında toplanıyor. Ordu mensuplarının yanı sıra İsrail’in dış ve iç istihbarat kurumları MOSSAD ve Şin Bet ile Dışişleri Bakanlığı ve polis gücünün temsilcileri de sığınağa iniyor. Bu kişiler saldırılar süresince sığınağı çok nadir terk ediyor ve tüm operasyonları yer altından idare ediyor.
Zion Kalesi’nin kalbini oluşturan ve “sinir merkezi” denen kısma dair detaylar özellikle çarpıcı. Sinir merkezinin duvarları ekranlarla ve çeşitli hedefleri gösteren grafiklerle kaplı. İçerideki oturma düzeni, herkesin duvarlardaki ekranları görebilmesine imkân verecek şekilde oluşturulmuş. Üniformalıların çoğunu 25 yaş altı askerler oluştururken, üniformasızların yaş ortalaması çok daha yüksek.

Fotoğraf: Dan Balilty / The New York Times
SÜREKLİ BİLGİ AKIŞI VAR
Bilgisayarlarla, sabit telefon hatlarıyla ve demodeleşmiş iletişim araçlarıyla donatılmış masalarda oturan personellerin bazıları, klavyeleriyle duvarlardaki ekranlara yansıyan veri girişlerini yapıyor.
Zion Kalesi teknolojik yollarla, İsrail‘in siyasi liderlerinin bulunduğu Kudüs yakınlarındaki yer altı karargahına, Hava Kuvvetleri’nin yer altı merkezine ve Şin Bet’in komuta merkezine de bağlanıyor.
Çeşitli askeri kurumlar ve istihbarat departmanları, sinir merkezini topladıkları verilerle besledikleri gibi içeride fiziksel bir temsilci de bulunduruyor. Aynı anda birden fazla kanaldan yürütülen operasyonlar neredeyse hiç durmadan devam ettirilebiliyor.
ASKERLER TELEFONLARINI SADECE KAFETERYADA KULLANABİLİYOR
İçeride bir spor salonu, bir sinagog, bir mutfak ve yemek salonları ile misafirler için yatak odaları bulunuyor. Duvarda ise dünyanın birçok şehrinde yerel saati gösteren saatler bulunuyor. Bu şehirlerden birinin Tahran olması özellikle dikkat çekici. Askerlerin telefonlarını kullanmalarına izin verilen tek oda ise yiyecek ve alkolsüz içecek servisi yapılan kafeterya.
Katlardan biri ordunun üst düzey komutanlarına ayrılmış. Burada genelkurmay başkanının özel yatak odası da yer alıyor.
Haberde penceresi olmayan sığınağa daha sempatik bir hava katmak için, duvarların İsrail’den manzara fotoğraflarıyla dekore edildiği, ülkenin kurucusu David Ben-Gurion’un “Bu ordunun ellerinde, halk ve vatan artık güvendedir” sözlerinin dikkat çektiği de vurgulanıyordu.
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Böyle bir karargahın varlığı askeri açıdan önemli görünüyor ama insani sonuçları da düşünmek lazım. Sivil kayıplar konusunda gerçek bir çözüm bulunabilecek mi?
Zion Kalesi’nin iç yapısı ve güvenlik önlemleri beni çok etkiledi. Böyle bir tesisin varlığı, savaş zamanlarında İsrail’in güçlü bir strateji geliştirmesine yardımcı oluyor.
Makale oldukça bilgilendirici. Ancak askeri üslerin bu kadar gizli tutulması sivil hayata nasıl etki ediyor? Bunu biraz daha açabilir misiniz?
Yazı çok güzel, özellikle Siyah Bahar Operasyonu hakkında verdiğiniz bilgiler çok ışık tutucu. Fakat sivil kayıplar meselesinin çözülmesi gerektiği de gözardı edilmemeli.
Gerçekten etkileyici bir iç karargah. Ancak bu kadar gizliliğin altında hangi etik kaygılar yatar? İşin bir de bu yönünü irdelemek gerek.