
Çarşamba akşamı değindiğimiz konular ve yorumlar çok büyük etkileşim aldı. Diyorlar ki: “Çok güzel konuşuyorsun.”
Ben aslında güzel konuşmuyorum. Ben bu insanların gönlündekini, kalbindekini, dilindekini konuşuyorum. Eğer bir güzellik varsa, bu toplumda, siz izleyenlerdedir.
Gelelim işin hakikatine…
BOLU ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ HAREKETE GEÇTİ: TAKİPTEYİZ
Akçakoca Orman İşletmesi nezdinde, tüm bölgede orman teşkilatıyla ilgili kanayan bir yaradan bahsettik. Dikili kesim meselesinin birçok suistimale açık olduğunu anlatmaya çalıştık, anladığımız kadarıyla…
Orman Bölge Müdürlüğü’nden bizimle temas kuruldu. Denildi ki:
“Biz bu konularla ilgili en hassas şekilde inceleme ve soruşturmalarımızı yürütüyoruz. Kişilerin, makamların şahsında orman teşkilatının yıpranmaması adına, tahkikat tamamlanana kadar bu konularla ilgili değerlendirme yapılmamasını rica ediyoruz.”
Efendim, biz de diyoruz ki:Mahkeme kadıya mülk değilmiş. Yani orman işletme teşkilatında da, Orman Genel Müdürlüğü’nde de Düzce’de, Bolu’da, Ankara’da, Türkiye’nin her yerinde yetkililer, memurlar var. Ama koskoca bu kurumun içinde doğrular da var, eksik yapan, hatalı olan, istismar eden de…
Doğrular kurumu yüceltir, eğriler ise kişiseldir. Şunu bilin: Bu işin takipçisiyiz. Bu işi bıraktığımızı sanmayın. Sonuna kadar, dibine kadar takip edeceğiz. Ancak şu anda bir tahkikat başlamış durumda. Bu gelişmelerden sonra derinlemesine bir inceleme yürütülüyor. Ve biz de diyoruz ki: Tahkikat sonuçlanmadan bu konuda değerlendirme yapmak sağlıklı olmaz. Çünkü işin içinde hem idari soruşturma var, belki de adli soruşturma olacak. Bilemiyoruz.
Burada mesele süslü cümlelerle üstünü örtmek değil. Mesele işi kapatmak da değil. Mesela dikili dediğimiz, yani kesilmeden ayakta duran ağaçlar… Bu ormanlar hepimizin. Bu mesele Akçakoca’nın şahsıyla sınırlı değil.
Orman, bu dikili ağaçlardan kazanç elde ediliyor. Diyelim ki bir metreküp ağaç verecek. Bu ağaçları kesecek olan kooperatif ya da şirket kimse; o kişiyle orman muhafaza memuru, şef baş başa kalıyor. O noktada mesele vicdanla, cüzdan, imanla asalet arasında sıkışıyor.
Bazı insanlar vicdanıyla, imanıyla hareket eder. Ama bazen de vicdanla cüzdan arasında kalanlar olur. İşte bu mesele de burada düğümleniyor. İşte bir daha söylüyorum: Ormanların katledilmemesi için dikili kesimlerden ve dikili satışlardan vazgeçilmelidir. Bu uygulama Düzce merkezde farklıyken, Akçakoca’da veya Yığılca’da başka bir uygulama yürütülüyor. Dikili satışlardan vazgeçilmeli; devlet kendi kontrolünde, orman işletmesi eliyle ormanda emvali (odun, tomruk vs.) üretmeli, bunu kendi deposuna çekmeli.
İhtiyacı olan da gelsin, o depodan alsın. Bu yöntem; hem ormanlarımız, hem çalışanlarımız, hem de kamu kaynaklarını doğru kullanmak adına – örneğin Beltur gibi kamu yararına çalışan kuruluşlar için – en hayırlı olanıdır.
Biz bekliyoruz. Orman Bölge Müdürlüğü’nün ya da Orman Genel Müdürlüğü’nün; artık hangi müfettiş, hangi muhakkik bu işle ilgileniyorsa, onların sonucunu bekliyoruz. Ama unutulmasın: Takipçisi olacağız, sonuna kadar.
Şimdi… Geçen çarşamba günü “AK Parti’de sürpriz var” demiştik.
Yani bu değişim olabilir, başka bir adım olabilir… Parti bazında, denge bazında her il, her bölge tabii ki takip ediliyor. Türkiye genelindeki iniş ve çıkışlar nasıl izleniyorsa, Düzce’deki durum da yakından takip ediliyor. ACYapılan incelemelerde ise Düzce’nin inişinin biraz daha fazla olduğu yönünde bir tespit ve değerlendirme ortaya çıkınca, artık bir tasarruf başlamış. Başlayabilir de… Yeni bir atılım olabilir.
İl başkanı değişebilir, teşkilat değişebilir… Belki değişmez ama yeni adımlar atılabilir, atılması gerekir.
Çünkü şu anda varlık gösterilen ya da temas kurulan adresler hep aynı.
Partinin yetkilileri, üç kişi, beş kişiyle sınırlı kalmamalı. “Az olalım, öz olalım, biz olalım” anlayışı güzel; ama örneğin bu bayramda yapılan bayramlaşmadan da tablo çok net bir şekilde ortaya çıktı.
Aşağıdan saysan 100, yukarıdan saysan 150 kişi anca…
İktidar partisinin bayramlaşmasında kıyametin kopması lazım aslında! 40 kişilik bir yönetim var, bayramlaşma programına ancak 20 kişi katılmış. Teşkilat üyeleri, yöneticiler gelmiyor. Bu bir işarettir. Yani bu tabloyu ister açık şekilde yapın ister perde arkasında; fark etmiyor. Görülüyor. Bir değişim ya da bir dokunuş olacak. Bir sürpriz var. Ben bu iddiamın arkasındayım. Bu ne zaman olur, nasıl olur bilmiyorum… Ama şunu biliyorum: Bir şey olacak.
SİVAS’TA İKAMETTE, DÜZCE’DE GÖREVDE…
AK Parti demişken… Selma Şeyma Akkaya, belediye meclis üyesi seçildi ama ilk toplantıya katılmadı.
Allah hayırlı, mübarek etsin… İzdivaç yaptı; önce İstanbul’a, şimdi de Sivas’a taşındı. Peki şimdi soruyorum: Belediye meclis üyeleri neden seçilir? Her mahalleden, bölgenin sosyolojik ve politik yapısına göre bir denge gözetilerek, temsil için seçilir.
NEDİR BU SİVAS’TAN ÇEKTİĞİMİZ!
Şimdi bu hanımefendi Sivas’ta oturup Sivaslı’nın derdini dinleyerek Düzce’de nasıl çözüm üretecek? Yok öyle bir şey. Peki ne yapılmalı, bu işin usulü ne? İstifa etmeli, yerine yedekteki üye gelmeli. Peki yedekte kim var?
ÇAĞLAR YIKIN’I NEDEN İSTEMİYORLAR?
Çağlar Yıkın. Ama “Çağlar Yıkın gelmesin” diyorlar. Ben demiyorum, arkadan böyle konuşuluyor. “Selma’yı da istifa ettirelim, ama Çağlar gelmesin; ondan sonraki gelsin.” Sen şimdi bu iddiayı söylüyorsun, ama ortada hiçbir resmî gelişme yok. Öyleyse soruyorum: Sivas’ta ikamet eden bir kişi, bir ay boyunca Düzce’nin meselelerinden bihaber, vatandaşın derdinden bihaber, isteklerinden habersiz olacak…
Ayda bir gelip gitse ne olur, ne katkı sağlayacak? Hangi duyguyu bilecek? Hangi yanlışı anlatacak? Hangi stratejiyi üretecek?
ENİŞTENİN ÖNÜNÜ AÇMAK MI?
“Çağlar Yıkın olmasın!” Peki kim olsun?
Ali Süler var… Enişte Hasan Aslan var; eskiden simitçilik yapıyordu. “Hasan Aslan gelsin” diyen var. “Başkası gelsin” diyen var. Ama tek ses şu: Çağlar Yıkın gelmesin. E ama arkadaş, listeye koymuşsunuz adamı. Yedek 1 yapmışsınız. O zaman niye koydunuz? Şimdi neden istemiyorsunuz? Çağlar Yıkın, Çay Mahallesi’nde kendi bölgesinde etkin bir esnaf. İnsanlara dokunarak, bölgesine katkı sağlayarak çalıştı, kazandırdı. Ama siyaset böyle bir şey işte… Deniliyor ki, il başkanı böyle istemiyor. Bilmiyorum… Ben bir yalan, bir eksik söylüyorsam il başkanı çıkıp düzeltsin. Desin ki: “Bu doğru değil, durum şudur. Bu da Düzce’ye çok faydalı bir yaklaşımdır. Senin aklın ermiyor, ya da bunu böyle düşünenlerin aklı ermiyor.”
Belki diyecek ki: “Sivas’ta oturup Düzce’nin meselesini anlayacak, bilecek kadar ayda bir gelip gitmekle bu işler yürür.” E biz de deriz ki: “Tamam, biz de bunun arkasındayız.”
O zaman meclis üyesi İzmir’de otursun, Erzurum’da otursun, fark etmez. Ama şu atasözü unutulmasın: Tarlada izi olanın, harmanda yüzü olur. Niye düşüş yaşanıyor?
Niye insanlar tartışma vaziyetine geliyor? Çünkü bu insanlar bu işe gönül vermiş. Gönül verdiklerinde bu kenti, bu teşkilatı, bu kadroları buraya taşımışlar.
Yedek 1 Çağlar Yıkın. Eğer onu istemiyorsanız, kabul etmiyorsanız, o zaman neden yazdınız listeye? İşte siyasette neden kaybediliyor? Sebep bu. Bir çizgi, noktalardan oluşur. Nokta, nokta, nokta… Sonunda çizgi olur.
2 kere 2 her zaman 4 etmez ama… Siyasette ne ettiği belli değil. Ama ben kendi adıma gerçek sürprizi önümüzdeki dönemde bakanlar kurulunda bekliyorum. Özellikle Düzce adına… Evet, yanlış duymadınız. Bakanlar Kurulu’nda Düzce’den bir bakan bekliyorum. Sordular ya hani ayıya: “Armut nasıl olacak?” Ayı demiş ki: “Ballı olacak, sulu olacak, dolu olacak.”
“E nereden biliyorsun?”
“Canım öyle istiyor!”
Benim de canım öyle istiyor. İnşallah Düzce, önümüzdeki kabinede bir bakanla temsil edilir.
AYŞE KEŞİR, HOŞVER’İN, AKYOL’UN YAPAMADIĞINI YAPTI
Şunu da net söyleyeyim: Ben Ayşe Keşir’den bahsetmiyorum. Ayşe Hanım, zaten Düzce’ye bugüne kadar yaptığı hizmetlerle, Kadın Kolları Başkanlığı’yla, milletvekilliğiyle büyük katkı sağlamıştır.
Dokuz sağlık ocağı kazandırmış, Necmi Hoşgör’ün, Avni Akyol’un ve bu memlekete gelmiş geçmiş birçok siyasetçinin yapamadığını yaparak denge kurmuştur. Hizmet etmiştir. Ama ben başka bir isimden, yeni bir bakan beklentisinden söz ediyorum. İnşallah hayırlara vesile olur.
<a href="http://” rel=”nofollow”>KÖŞE YAZISININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.