
Meydanların kavga etmek için değil; muhabbet etmek ve ikramda bulunmak için var olduğunu belirten Kahraman, internete düşen ve dünyaya servis edilen kavgacı görüntülerin Mardin’in köklü kültürüyle bağdaşmadığını ifade etti. Kahraman, “Dinlemenin yerini neden taş ve sopa aldı?” sorusunu yönelterek, toplumun geçmişten ders çıkarması ve şiddetten uzak durması gerektiğinin altını çizdi.
“Mardin Halkı Kendine Özgü Değerli Bir Kültüre Sahiptir”
Bölge halkının zor zamanlarda gösterdiği dayanışma ruhunu hatırlatan Kahraman, deprem felaketinde tanımadıkları insanlar için nasıl seferber olduklarına dikkat çekti. Kahraman, “Taziyelerde, düğünlerde, bayramlarda ve iş yeri açılışlarında binlerce insan bir araya geliyor. Mardin halkı, birbirini yalnız bırakmayan, koruyan ve kimsesiz bırakmayan kendine özgü değerli bir kültür inşa etmiştir” şeklinde konuştu.
“Dinleme Kültürüne Yabancılaştık”
21. yüzyılın insanları yalnızlığa sürüklediği bir dönemde, köklerden gelen değerler sayesinde ayakta durduklarını belirten Kahraman, geçmişteki “dinleme” kültürüne vurgu yaptı. Bir alimin sözlerine, bir büyüğün nasihatine veya bir dengbêjin sesine kulak vererek bugünlere gelindiğini hatırlatan Kahraman, bu değerlerin kaybedilmemesi gerektiğini savundu.
Kahraman sözlerini, şiddetin bedelini ödemiş bir “abi” ve “kardeş” olarak seslendiğini belirterek; acıyı paylaşan, sevinci birlikte kutlayan bu halkın, sorunlarını taş ve sopayla değil, diyalogla çözmesi gerektiği uyarısıyla noktaladı.
Kahraman’ın mesajının tamamı şu şekilde :
”
Yan yana geldiğimizde, birlikte hareket ettiğimizde ve omuz omuza verdiğimizde ne kadar zor işlerin üstesinden geldiğimize hepimiz şahit olduk.
Taziyelerde, düğünlerde, bayramlarda, hastalıkta ve iş yeri açılışlarında binlerce insan bir araya geliyor; acıyı paylaşıyor ve sevinci birlikte kutluyoruz.Bütün insanlık kendi meşrebine göre bir kültür oluşturduğu gibi, Mardin halkı da kendine özgü değerli bir kültür inşa etmiştir. Birbirini yalnız bırakmayan, koruyan, savunan ve kimsesiz bırakmayan bir kültüre sahibiz.Misafirperverliğimiz, cana yakınlığımız ve cömert kalbimizle gerektiğinde çok güzel örnekler sergileyen bir halkız.Yanı başımızda meydana gelen depremde hepimizin nasıl seferber olduğunu ve hiç tanımadığımız insanlar için nasıl bir araya geldiğimizi hatırlamak gerekir.21. yüzyıl insanların yalnızlığa mahkûm olduğu bir dönemken, köklerimizden gelen bazı değerlerimiz sayesinde hâlâ birbirimizin yanında durabiliyoruz.Geleneklerimizde dinlemek vardır. Dinlemeye asla yabancı olmadık. Bir âlimin anlattıklarına, bir odada yaşlı bir büyüğün sözlerine ve bir dengbêjin sesine kulak vererek bugünlere geldik.Peki, dinlemek neden artık bize yabancı hâle geldi? Dinlemenin yerini neden taş ve sopa aldı? Taş ve sopa yalnızca gürültü çıkarır; konuşma yeteneği yoktur.Meydanlarımız, muhabbet etmek, birbirimizi gördüğümüzde mutlu olmak ve ikramda bulunmak içindir; internette yayılan ve tüm dünyaya servis edilen görüntülerde görüldüğü gibi kavgacı bir toplum olarak görünmek için değil.Geçmişten ders çıkarmamız ve şiddetin hiçbir zaman çözüm olmadığını bilmemiz gerekir. Bunu bedelini ödeyerek öğrenmiş bir kardeşiniz, bir abiniz olarak söylüyorum. Tokalaşmak dışında başka bir çaremiz olmadığını bilerek, elimizi yumruk yapmadan önce düşünelim. “
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.



