Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerden Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıma kararı tepki ve merak konusu oldu. 3 Türk devletinin Kıbrıs Rum Kesimi’ne büyükelçilik açacak olması, Türkiye’nin Kıbrıs politikasında on yıllardır sürdürdüğü mücadelenin en kritik kırılma noktalarından biri olarak yorumlanırken, stratejistler ise perde gerisindeki aklın Fransa merkezli AB olduğuna dikkat çekiyorlar. KKTC’nin 2022’de Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olarak kabul edilmesinin ardından yaşanan bu gelişmenin ardından; Doğu Akdeniz merkezli yeni denklem de merak edilirken, önümüzdeki dönemde bölgesel gerilimlerin artmasına kesin gözüyle bakılıyor. Uzmanlara göre; Özbekistan’ın tekstil ihracatını artırma, Kazakistan’ın enerji kaynaklarını Batı’ya taşıma ve Türkmenistan’ın doğalgazını çeşitlendirme planları, Türkiye’yi üzen kararın alınmasında etkili oldu.

KÜRESEL GEÇİT GİRİŞİMİ
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği’nin son dönemde Orta Asya ülkelerine yönelik artan ilgisine dikkat çekerken, “Bu durum Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın; Rum Kesimi tanıma kararında belirleyici oldu. AB Komisyonu’nun Orta Asya için hazırladığı 300 milyon euroluk yatırım paketi ve ‘Küresel Geçit’ girişimi, bu ülkelerin Batı’ya açılma arzusunu körükledi” dedi.
RUSYA ETKİSİ
Rusya’nn denklemdeki konumunu da yorumlayan Prof. Dr. Köni, “Türkiye’nin son dönemde Kırım’ın işgal altında olduğu yönündeki açıklamaları, Moskova’nın tepkisini çekmişti. Rusya’nın, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler üzerindeki etkisini kullanarak bu kararın alınmasında dolaylı rol oynadığına dair güçlü emareler var. Özellikle Kazakistan’ın son dönemde Rusya ile yaşadığı gerilimlere rağmen bu kararı alması, Moskova’nın bölgedeki ağırlığını koruduğunu gösteriyor. AB ise bir yandan Rusya’yı çevrelemeye çalışıyor” diye konuştu.
AB’NİN ROLÜ YADSINAMAZ
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ise Türk Cumhuriyetleri Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın peş peşe korsan devlet Güney Kıbrıs Rum Yönetimini ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak tanımalarının pek çok açıdan üzücü olduğunu belirterek, “Ne yazık ki, bu durum Türk dış politikası açısından da başarısızlıktır. Türk Devletleri Teşkilatına üye 3 ülke, KKTC’yi 2.5yıl önce, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak kabul ederken adeta Türkiye’ye nispet yaparcasına Rum tarafında büyükelçilik açmaları üzerinde durulması gereken bir konu. Bu kararla KKTC’nin varlığını tanımadıklarını ve adanın tümünün korsan Rum yönetimine ait olduğunu söylemiş oluyorlar” diye konuştu.
İZAHI MÜMKÜN DEĞİL
“Avrupa Birliği’nin bu işte ciddi bir rol oynadığına hiç şüphe yok” diyen Prof. Dr. Ünal, “Kardeş devletlerin AB ile yakınlaşma konusunda, işi Rum tarafını tanımaya kadar götürmeleri izah edilebilecek bir mesele olmasa gerektir. Üzerinde durmamız gereken, 2022 yılının kasım ayında KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak alınmasına oy birliği ile onay veren devletler Türkiye’nin en önemli dış politika sorununda nasıl karşısına dikildikleri konusudur” ifadelerini kullandı.

KKTC NEDEN TANINMIYOR?
KKTC, 1983’te bağımsızlığını ilan etti, ancak bu ilan BM ve uluslararası toplum tarafından “tek taraflı” ve “hukuka aykırı” bulundu. Türkiye dışında hiçbir ülke KKTC’yi tanımadı. BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararları, KKTC’nin bağımsızlık ilanını geçersiz sayarken, hiçbir ülkenin KKTC’yi tanımamasını şart koşuyor.
Kaynak: Web Özel
En Son TV sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.