Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Baykam ve Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, kene vakalarının artması sonrası Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) ile ilgili gazetecilere açıklama yaptılar.
KKKA hastalığının Mayıs, Haziran aylarında çok sık görüldüğünü belirten Baykam ve Çelikbaş, Çorum ve çevre illerde son zamanlarda vakalarda artış yaşandığına dikkat çekerek, özellikle kırsalda yaşayan vatandaşları uyardı.
Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Baykam, 2003 yılından beri belirli bölgelerinde görülen KKKA hastalarının mevsimsel olarak bu dönemde gelmeye başladığını belirterek, “KKKA virüsünün nedene olduğu hastalık özellikle hayvancılıkla uğraşan kesimde, çiftçiler, mezbahalarda çalışanlar ya da kene ile teması olan kişilerde ortaya çıkıyor ve KKKA, sonuçta enfekte olan, yani bu virüsü taşıyan vertebralı, omurgalı hayvanlardan ya keneler aracılığı ile yani o hayvana tutunup beslenen bir kenenin daha sonra insana gelip tutunması ile bulaşıyor, ya da bu enfekte yani virüsü taşıyan hayvanın dokularıyla, kanıyla direk temasta bulaşabiliyor.” dedi
KKKA hastalığının aslında başlangıç aşamasında bir çok enfeksiyon hastalığı ile de karışabilen bir hastalık olduğunu ifade eden Baykam; “Grip ile çok karışabilir ya da diğer bazı enfeksiyonların ilk başlangıç günlerindeki bulgularla çok karışabilir. Hasta ilk bir kaç günlük inkübasyon döneminden sonra halsizlik, ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, bazen ishal şikayetleri ile karşımıza çıkıyor. Bu dönemde önemli olan şey hele de bu hastalığın görüldüğü bir bölgede yaşıyor ise öncelikle hayvan teması, kene temasının sorgulanması ki ilk başta bu şikayetlerle spesifik olmayan diyoruz, bir çok enfeksiyonun ilk dönemlerinde olabilecek bulgular diyoruz, örnek olarak gripte de olabilecek bulgular olduğunda mutlaka KKKA açısından da göz önünde bulundurulup hekime yönlendirilmelidir. Bu noktada halkın bilgili olması gerekiyor. Bu tip bulgular oluştuğunda, hele de hayvancılıkla uğraşılıyorsa hele ki kene teması varsa KKKA aklına gelmeli. Özellikle de Çorum, Sivas, Tokat, gibi illerde özellikle ilk basamak başvurularda hekimlerin de aklına mutlaka KKKA hastalığı gelerek buna yönelik hem tetkiklerini hem de yönlendirmelerini yapmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu
Baykam, KKKA hastalarının Hitit Üniversitesi Erol Oçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuranların tedavilerinin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde oldukça tecrübeli bir ekiple izlendiğini kaydederek, “Ulusal ve uluslararası düzeyde yaptığımız araştırmalarla elde ettiğimiz bu bilimsel araştırma sonucu ile hem ulusal rehberler hem kendi tecrübelerimiz doğrultusunda takip ediyoruz. Hem hastanemizin deneyimli ekibi, hem konusunda deneyimli hocalarımız ve öğretim üyeleri ile bu süreci takip ediyoruz.. Bakanlık ve üniversite olarak KKKA ile ilgili etkin çalışmalarımızı hastalarımızda ki hasta bakım yönetiminde de başarılı noktalarla ilerletmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı
Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, ise KKKA hastalığının 2002 yılından beri Türkiye’de görülen endemik hastalıklardan biri olduğunu söyledi. Hayvanlarda virüs bulunduğunu ancak her hangi bir hastalık belirtisi olmadığını vurgulayan Çelikbaş; “Bu nedenle hasta hayvanları ayıt etmek mümkün değil. İnsanlara, hayvanlara direk temas, kanları dokuları, çıkartıları ile direk temas yada hayvanlar üzerinde bulunan kenelerin insanları tutması ya da insanların hayvanlar üzerindeki keneleri toplaması ve bunları patlatması, öldürmesi nedeni ile kanına maruz kalması, virüse maruz kalması ya da hasta insanları takibi sırasında hasta insanların çıkartılarıyla, kanlarıyla temas etmesi sonucunda bulaşabiliyor. Bunun dışında hastalara hizmet veren sağlık çalışanlarına iğne batması, doku teması, kan teması yoluyla yada laboratuvarda çalışırken bulaş söz konusu olabiliyor.” diye konuştu
Hayvancılıkla uğraşan vatandaşları uyaran Prof. Çelikbaş, şunları söyledi;
“Hastalıktan korunmak için yapılması gereken en önemli önlemler, halkın alması gereken önlemler, sağlık çalışanlarının alması gereken önlemler olarak iki başlık altında düşünebiliriz. Şu anda hastalığın tam mevsimindeyiz. Aslında biz Nisan başında itibaren geçmişte hastalığı görüyorduk ama iklimin değişmesi sürecin uzun süre soğuk havanın soğuk devam etmesi yağışlar nedeni ile kenelerin uyanması da biraz gecikti. Mayıs ayının başından itibaren vakaları görmeye başladık. Bu süreçte halka en önemli uyarımız şu olmalı. Doğada bu keneler bizim bölgemizde bulunuyor. Hastalık endemik. Özellikle bizim bölgemiz dediğim, İç Anadolçu’0nu Kuzey’i, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesi. Bu bölgelerdeki illerde endemik hastalık. Onun için hayvan bakımı sırasında, doğaya çıktıkları sırada, mutlaka korunma yöntemlerine dikkat etmeleri gerekiyor. Nasıl korunacaklar, doğada bulundukları sırada kişilerin açık ren kıyafetler giymeleri kenenin görünmesi açısından önemli. Ayrıca kapalı kıyafetler giyilmesi, kenenin tutunmasını engelleyecek şekilde pantolon paçalarının çorap içine sokulması korunmada ilk alınacak tedbirler arasında. Eve döndüklerinde de bu kişilerin özellikle koltuk altı, kulak arkası, kasık bölgesi, meme altı gibi kıvrımların fazla olduğu bölgeleri direk kontrol etmeleri, göremedikleri bölgeleri de bir yakını tarafından kontrol edilmesinin sağlanması. Kenenin vücutta fazla kalmasını engellemek çok önemli. Çünkü kene ile temas süresi uzadıkça, virüs ile temas süresi artıyor bu nedenle erken dönemde tutunmuş olan kenenin uzaklaştırılması gerekir. Keneyi vücuttan kopartmadan çıkarmak gerekiyor. Keneyi çıkartınca içinde alkol bulunan bir kaba koyarak çöpe atılması gerek.”
Editör: Çorum Hakimiyet
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.