YAZMAK DA SUÇ, YAZMAMAK DA İHTİMAL ŞÜPHESİ
Murat Çetin, Malatya’da gazetecilik faaliyetinin zaman zaman algılarla, önyargılarla ve sistematik şüphelerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Hasbihal köşesindeki yazısında, “Yazarsan derler ki reklam istiyor, yazmazsan fısıldarlar ki kesin reklam aldı” ifadelerine yer veren Çetin, gazetecilerin söyledikleri kadar söylemedikleri üzerinden de yargılandığını belirtti.
GAZETECİ DEĞİL, SANIK GİBİ
Çetin yazısında, özellikle yerel medyada doğruları dile getirmenin çoğu zaman kişisel isnatlara ve asılsız dedikodulara dönüştürüldüğünü kaydederek, “Gazeteci gibi değil, sanık gibi yaşıyoruz” ifadeleriyle mesleki atmosferi özetledi. Yazdığı yazıların içerikten ziyade niyet sorgulamasına tabi tutulduğunu vurguladı.
YARGI BİLE ŞÜPHE ÜZERİNE KARAR VERMEZKEN…
Yazıda yer alan ifadelere göre, Malatya’da doğruyu eğmeden söylemenin dahi tepkiyle karşılanabildiği bir sosyal iklimin oluştuğu dikkat çekti. Çetin, yazılarının haklı çıkmasının değil, yazılan kişinin haklı çıkmasının daha önemli olduğunu belirterek, gazeteciliği ego tatmini için değil, kamu yararı için yaptıklarının altını çizdi.
TOPLUMSAL ELEŞTİRİDEN ZANAATKÂRLIĞA: KULP TAKMA KÜLTÜRÜ
Çetin’in yazısında özellikle dikkat çeken bölümlerden biri, “Malatya’da her başarıya bir kulp, her doğruluğa bir fısıltı, her fikre bir iftira düşer” ifadesi oldu. Bu yaklaşım, yalnızca bireysel bir sitem değil, aynı zamanda yerel medyada ifade özgürlüğü ve gazeteci-toplum ilişkisi bağlamında ele alınabilecek sosyolojik bir tespit olarak dikkat çekti.
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.