Türkiye’nin F-16’larına ABD Kongresi’nden halen onay çıkmaması, İsveç’in NATO üyeliğine Meclis’in onay vermesi sürecinde Eurofighter Typhoon uçakları yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin 40 adet Eurofighter almak için Almanya ve İspanya’ya başvurduğu, İngiltere’nin de bu satışı desteklediği biliniyor. 2000’li yıllarda Türkiye’nin yeni nesil savaş uçağı programı için de adı geçen Eurofighter, o dönemde envanterdeki F-16’larla birlikte F-4E 2020’lerin yerini alması için düşünülmüştü. Ancak 2010’lu yıllarda F-35 projesinde karar kılındı. 2019’da S-400 krizi ile F-35 projesinden çıkartılan Türkiye, 2021’de 40 adet F-16 Blok 70 ve 79 adet modernizasyon kiti için ABD’ye başvurdu. Aradan geçen 2 yıla rağmen bu talebe ABD Kongresi’nden onay çıkmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemdeki açıklamaları ile Eurofighter konusu yeniden açıldı.

*1- Eurofighter Typhoon projesi nasıl başladı?**
Typhoon (resmi adı ile Eurofighter Typhoon), 1983 yılında Avrupa Ortak Savaş Uçağı (Future European Fighter Aircraft) programı temelinde; Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, İspanya ve Fransa’nın katılımıyla “Avrupa Savaş Uçağı” projesi olarak başladı. Fransa, 1985’te uçağın tasarım ve ağırlık konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle projeden ayrılarak kendi uçağı Rafale’ı geliştirmeye başladı. İngiltere, Batı Almanya ve İtalya ise projeye devam etti ve 1986’da Eurofighter Jagdflugzeug GmbH şirketini kurdu. 1992’de İspanya da bu şirkete ortak oldu. 1986’da kurulan Eurojet Turbo GmbH konsorsiyumu ise (Rolls-Royce, MTU Aero Engines, Avio ve ITP Aero) uçağın EJ200 motorunu geliştirmeye başladı. Proje ortakları arasında ilk anlaşma 1988’de imzalandı. 1994’te ilk prototip uçuşu gerçekleşti. 2003’te seri üretime geçildi. Typhoon; yüksek manevra kabiliyetine sahip, çok rollü, delta kanatlı, 4.5 nesil bir savaş uçağıdır. Çift motorlu, çift kurbunçlu (dikey stabilize) ve kanartlı (uçağın burnuna yakın küçük kanatçıklar) bir tasarıma sahiptir. Tasarımı itibarıyla çevikliği ön planda olan bir avcı uçağıdır. Diğer 4.5 nesil uçaklar gibi (Saab Gripen, Rafale) o da “süperseyir” (supercruise) kabiliyetine sahiptir. Yani “art yakıcı” (afterburner) kullanmadan ses hızının üzerinde uçabilir.

2- Hangi ülkelerde aktif olarak kullanılıyor?**
Typhoon; Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Suudi Arabistan, Avusturya, Umman, Kuveyt ve Katar tarafından kullanılıyor. Türkiye’nin de alması durumunda kullanıcı ülke sayısı 10’a çıkacak. Bugüne kadar 680 adet sipariş edilen uçağın 589’u teslim edildi. Almanya 143 (38 adet Tranche 4 siparişi dahil), İngiltere 160, İtalya 96, İspanya 87, Suudi Arabistan 72, Avusturya 15, Umman 12, Kuveyt 28 (teslimatlar sürüyor) ve Katar 24 (teslimatlar sürüyor). Almanya 2020’de Tranche 1’lerin yerine 38 adet Tranche 4 (Quadriga) siparişi verdi. İspanya da 2022’de 20 adet Tranche 4 (Halcon Projesi) siparişi verdi. Bu uçakların 2026’dan itibaren teslim edilmesi planlanıyor.

3- Türkiye’nin alacağı uçakların versiyonu ne olacak?**
Tranche 1’ler 1998-2000 arasında üretilen ilk versiyonlardır. “Tranche” kelimesi “dilim” veya “parti” anlamına gelir. Eurofighter’ın geliştirme ve üretim süreci bu şekilde partilere bölünmüştür. Tranche 1’ler ağırlıklı olarak hava-hava görevleri için tasarlanmıştır. Kara hedeflerine karşı sınırlı kabiliyetleri vardır. Tranche 2’ler (2008-2011) hava-kara kabiliyetleri geliştirilmiş, yeni görev bilgisayarı ve daha iyi aviyoniklerle donatılmıştır. Tranche 3’ler (2013-2019) ise daha gelişmiş hava-kara kabiliyetleri, yeni radar, elektronik harp sistemleri ve Meteor füzesi entegrasyonu gibi özelliklere sahiptir. Tranche 4 ise en modern ve en gelişmiş versiyondur.

4- Tranche 4 (T4) versiyonu neden önemli?**
Typhoon av-bombardıman uçağının en son versiyonu olan Tranche 4 (T4), şu anda üretimde olan en modern versiyondur. İspanya’nın “Halcon I” projesi ve Almanya’nın “Quadriga” projesi kapsamında sırasıyla 20 ve 38 adet Tranche 4 uçağı sipariş edilmiştir. Bu uçaklar, en yeni nesil E-Scan (Elektronik Taramalı) radarı olan Captor-E AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) Mk1 ile donatılacaktır. Tranche 2 ve 3 uçakları da bu radarı alabilmektedir. Ancak Tranche 1 uçaklarının bu radarı alması mümkün değildir. Almanya, İtalya ve İspanya, Tranche 1 uçaklarını envanterden çıkarma kararı almıştır. İngiltere ise Tranche 1 uçaklarını 2025’te emekli edecektir. Tranche 4’ün en önemli özelliği, gelişmiş aviyonikler, daha iyi performans ve daha geniş bir silah yelpazesi sunmasıdır. Tranche 4; E-Scan AESA radarı, gelişmiş görev bilgisayarı, yeni nesil savunma sistemleri (DASS) ve daha iyi insan-makine arayüzü gibi özelliklere sahiptir. Ayrıca, yeni silah sistemlerinin (örneğin, Spear 3 seyir füzesi) entegrasyonu için de daha esnek bir platform sunmaktadır.

5- Typhoon’un avantajları ve dezavantajları nelerdir?**
Typhoon’un en önemli avantajı, yüksek irtifa ve yüksek hızda üstün manevra kabiliyetine sahip bir avcı uçağı olmasıdır. Özellikle “Dogfight” (it dalaşı) konusunda çok başarılıdır. Çift motorlu olması, motor arızası durumunda uçağın üsse dönebilmesi için bir avantajdır. Ancak bu durum, F-35 gibi tek motorlu uçaklara göre daha fazla yakıt tüketimi ve daha yüksek bakım maliyeti anlamına da gelir. F-35’e göre en önemli dezavantajı ise “düşük görünürlük” (stealth) özelliğinin olmamasıdır. F-35, 5. nesil bir uçaktır ve radara yakalanmama özelliği ile öne çıkar. Typhoon ise 4.5 nesil bir uçaktır ve radarlara karşı F-35 kadar görünmez değildir. Ancak gelişmiş elektronik harp sistemleri ve AESA radarı sayesinde bu dezavantajı bir ölçüde kapatabilmektedir. F-16’lara göre ise çok daha gelişmiş bir radara ve aviyoniklere sahiptir. Özellikle Meteor füzesi ile birleştiğinde, F-16’ların AMRAAM füzelerine göre çok daha uzun menzilli bir hava-hava kabiliyeti sunar. F-16’lar 100-120 km menzilli AMRAAM kullanırken, Meteor füzesi 200 km’nin üzerinde bir menzile sahiptir. Bu da Ege’de Yunanistan’ın Rafale uçaklarına karşı bir denge unsurudur.
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
