USD38,45
%0.1
EURO43,69
%-0.15
GBP51,38
%0.24
BIST9.407,51
%-0.27
GR. ALTIN4.055,97
%-1.07
BTC3.640.993,12
%1.02
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Bir İsim, Bin Yıl: Malatya’nın Adının İzinde / 1. Bölüm: Melid’den Malatya’ya — İsmimizin Kökeni

featured
Narin

TARİHİN DERİNLİĞİNDE BİR İSİM

Bugün “Malatya” diye telaffuz ettiğimiz bu kadim ismin, çağlar boyunca neredeyse değişmeden günümüze ulaşması, sadece dilbilimsel bir tesadüf değil; bu toprağın medeniyetlerle kurduğu kadim bağın bir işaretidir. Anadolu şehirlerinin pek çoğu isim değiştirerek günümüze ulaşırken, Malatya’nın adı binlerce yıl öncesinden bugüne kadar özünden kopmadan gelmiştir.

Kültepe tabletlerinde karşımıza “Melita” olarak çıkar bu kadim şehir. Hititlerin çiviyazılı belgelerinde ise adı “Maldia”dır.
Asur kaynakları, onu Meliddu, Melide, Melid, Milid ya da Milidia olarak kaydeder.
Urartular ise bu topraklara Melitea adını vermiştir.
Roma’ya gelindiğinde artık ad bellidir: Melitene.

Her çağda başka bir dilden söylenmiş olsa da kök hep aynı yere işaret eder. O da Melid’e. Hititçede “Melid” kelimesi bal anlamına gelir. Bu, sadece bir tatlılık değil; aynı zamanda verimliliğin, bereketin ve medeniyetin sembolüdür. Öyle ki, bu adla birlikte Malatya, çok uzun bir dönem boyunca bölgenin en üretken ve stratejik yerleşimlerinden biri olarak anılır.

HİYEROGLİFLERDE MALATYA: ÖKÜZ BAŞI VE AYAK

Hititlerin hiyeroglif yazıtlarında Malatya’yı temsil eden işaret bir öküz başı ve ayağıdır. Sadece bir figür değil, bir anlayışın sembolüdür bu: Güç, toprakla bağ, üretkenlik ve istikrar…

Bu hayvan sembolizmi, Malatya’nın tarih sahnesindeki yerine dair çok şey anlatır. Çünkü öküz, tarımın; ayak ise yeryüzüne basmanın, yerleşik düzenin simgesidir. Malatya’nın o tarihlerde bile göçebe değil, kurucu ve kalıcı bir medeniyetin merkezi olduğunu gösterir.

STRABON’UN KAYITLARINDA MELITENE

Antikçağ coğrafyacılarından Strabon (M.Ö. 58 – M.S. 21), Malatya’yı sürekli “Melitene” adıyla anar. Şehrin kesin konumunu vermese de Kommagene ile Kappadokya sınırında olduğunu söyler. Ona göre Melitene, Sophene’nin yani bugünkü Elazığ civarının karşısında yer alan, ancak henüz şehirleşmemiş bir eyalettir.

Strabon’un dikkat çektiği bir başka ayrıntı da doğaya dair: Melitene, zeytinlikleri, üzüm bağları ve meyve ağaçlarıyla süslenmiş, Kappadokya’nın diğer yerlerinde benzeri bulunmayan bir bölgedir. Demek ki Malatya, daha o zamanlarda bile tarım ve bahçecilik açısından Anadolu’nun en verimli bölgelerinden biri olarak anılıyordu.

BİR KRALİÇENİN İZİ: SEMİRAMİS’İN ŞEHRİ Mİ?

Yunan kaynakları, Malatya’nın kuruluşunu Asur Kraliçesi Semiramis’e atfeder. Ona göre şehir, “Meliten” adıyla bizzat Semiramis tarafından kurulmuştur.

Efsane midir, gerçek mi bilinmez; ancak böylesine bir kadim şehrin, böylesi efsanevî bir figürle anılması bile tek başına kıymetlidir. Çünkü efsaneler, hakikatin gölgesinde oluşur. Tarih boyunca devletler kuran, şehirler inşa eden, yollar döşeyen bir kadın figür olarak Semiramis’in adının Melitene ile birlikte anılması, Malatya’nın tarihî önemini bir kat daha artırır.

GEÇMİŞTEN BUGÜNE: BİR İSMİN KALICILIĞI

Malatya’nın adı, tarihsel süreçte küçük ses değişiklikleriyle binlerce yıl boyunca aynı kök üzerinde kalmıştır. Bu durum, şehrin kültürel ve coğrafi kimliğinin ne denli sağlam olduğunun da bir delilidir.

Melid, Melitene, Melatiyye… Ve bugün Malatya. Sadece bir isim değil, medeniyetin ve hafızanın taşıyıcısı.

Bir Sonraki Bölümde:

Arslantepe’den Medeniyet Doğar
Kalkolitik Çağ’dan saray sistemine, mühürlü koridorlardan krallara… Arslantepe neden yalnızca bir höyük değil, bir medeniyetin başlangıç noktasıdır? 


En Son TV sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

Bir Cevap Yazın

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

En Son TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!