
Yıllar önce “Çocuktan Al Haberi” diye bir program yayınlanırdı televizyonda. Sunucunun bir sorusu vardı: sevgi biter mi? 3 yaşındaki bir kız çocuğu çok güzel cevap verdi.
-Sevgi süt mü ki bitsin abla. Ekmek biter, su biter, gece biter, gündüz biter, şeker biter. Sevgi asla bitmez…
Nasıl güzel, nasıl masum bir cevap değil mi? Kendince nasıl da doğru tanımlamış sevgiyi. Sevgi biter mi? Bence de bitmez. Birine ne kadar çok kızarsanız kızın, isterseniz küsünce, yıllarca görüşmenin ama içinizde bir yerde, içten içe o kişiye duygularınız değişmez. Öfke başka, kızgınlık bambaşka bir şey. Ama tüm duyguların içinde en kuvvetlisi sevgidir bana göre. Sanırım sevgiyi zor kazanıyor ve zor hissediyoruz. Bundan sebep sevmemek de zor oluyor. Hatta sevmemek olmuyor.
Tabii ki sevgimin azalmasını isterdim çünkü bu hayatta pişmanlıklarımız o kadar fazla ki! Bu pişmanlıkların içerisinde de karşımızdaki insana verdiğimiz sevgi ve değerin, kıymetinin bilinmemesi listenin ilk sırasında. Biri o kıymeti bilmiyor mu? Sevme gitsin. Ama öyle olmuyor işte, gitmiyor o sevgi. Tükenmiyor, aksine olduğu gibi kalıyor ve ömür boyu artık o kişiyle görüşmesen de sevgisi omuzlarında yük olarak kalıyor. En azından ben de böyle. Çünkü kimseye kin tutamıyorum, kimseden nefret edemiyorum, kimseyi sevmemezlik yapamıyorum. Ben de böyleyim işte…
Öfkelenmek çok kolay, kızmak sinirlenmek en kolayı. Ağzına geleni söylemek, yanlışları haykırmak, bir başkasına; bir başkasına duyduğunuz öfkeyi anlatmak en kolayı. Anlatarak rahatlayacağınızı düşünüyorsunuz ama asla insan anlatınca rahatlamıyor, aksine anlattığı için bile seviyordur o kişiyi. Yoksa niye değer verip de anlatma ihtiyacı duysun ki? Hala değer verdiğinin ve sevdiğinin farkında olur ki insan, anlattığına bile pişman olur bazen…
Size de oluyor mu? Biriyle konuştuğumuz zaman size “aman boş ver canım takma kafana” dedikleri zaman çok sinirleniyor musunuz ya da şöyle ağzına okkalı bir tokat vurasınız geliyor mu? Zaten boş veriyor olabilsek boş veririz niye konuşalım ki? Olayları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp neden gündeme getirelim ki? Yahut rahatlayacağımızı düşündüğümüz için konuşuyoruzdur bunu neden anlamıyorsunuz ki?
Neden biliyor musunuz? Çünkü insanlar çok kıskanç. Bir başkasını anlattığınızda neden konu kendileri değil diye kıskanıyorlar. Neden aynı şeye takılıp da aynı kişiyi konuştuğunuz için sinirleniyorlar yahut size verecek mantıklı bir cevapları olmuyor? Çünkü hep gündemde kendileri olmak istiyorlar. Bu nedenle “boş ver” demek en çok da onların işine geliyor.
Ben 37 yaşındayım ve şimdiye kadar bir tane tanıdığım bir insana asla kin tutmadım, tutamadım. Tutmak ister miydim. Bazen evet ama böyle olduğum için de kendimi çok seviyorum. İçimde negatife, olumsuz bir şeye yer vermiyorum. Üzülüyor muyum, evet! Kızıyor muyum, çokça! Kırılıyor muyum, en dibine kadar ama günün sonunda başımı yastığa koyduğumda vicdanım o kadar rahat ki! Bu da bana yetiyor. Bu nedenle benim sevgim süt değil asla bitmez. Omuzlarımda çok ağır bir yük olsa dahi bitmeyecek. Bunu çok iyi anladım.
Olsun artık ne yapalım bizim de kötü huyumuz bu olsun. Varsın desinler ki o da çok seviyordu. Arkamızdan kötü konuşmalarından iyidir. Bol sevgili günler dilerim. :)
En Son Tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.